Roma'da, Dodo, Fransız edebiyatı dersleri veren bir üniversite öğretim görevlisidir. Aynı apartmanda, yatağa bağımlı olan babası Alberto da yaşamaktadır ve onun hem tıbbi hem de cinsel ihtiyaçlarına, hemşiresi Fausta bakmaktadır. İçine kapanık olan Dodo, Fausta'nın kışkırtıcı davranışlarına tepki vermez ve babasının kontrolsüz cinselliğinden iğrenir. Dodo'nun sorunlarının bir kısmı, ölmüş olan annesiyle aşırı yakın bir ilişki kurmuş olmasıdır; annesi, sadece kocasının ihtiyaçlarını karşılamakla kalmamış, aynı zamanda onu sayısız diğer kadınla paylaşmak zorunda kalmıştır. Ancak asıl problemi, sessiz ve çalışkan hayatına bir rüzgar gibi giren güzel ve seksi eşi Silvia'nın, başka bir adamla birlikte kaybolmuş olmasıdır. Bir dersin ardından, Pascasie adında bir Afrikalı kız, Dodo'yu dairesine davet eder ve çıplak olarak, onu fotoğraflamak için davet eder. Daireye ev arkadaşı geldiğinde, önce yabancı bir adamın varlığı üzerine tartışsalar da, iki kız birbirleriyle sevişmeye başlar. Dodo, her zaman bir gözlemci ve katılımcı değil, onları baş başa bırakır. Gittikçe, kaybolan Silvia ve ailesinin cinsel yaşamı üzerine fanteziler kurmaya başlar. Bir gece, babasının yatak odasında gizemli bir kadın vardır ve sabah Fausta, bunun Silvia olması gerektiğini söyler, çünkü hala bir kapı anahtarı vardır. Ardından, birdenbire, Silvia geri dönmek istediğini söyler.