Madrid’de yaşayan genç garson Lucía, uzun süredir birlikte olduğu yazar sevgilisi Lorenzo'nun kaybolmasının ardından İspanya’nın ıssız bir adasına kaçar. Bu kaçış, yalnızca bir fiziksel yolculuk değil; geçmişle, tutkularla ve kimliklerle yüzleştiği duygusal bir arınmadır. Adada geçirdiği zaman, Lorenzo'nun yazdığı hikâyelerle kendi yaşadıkları arasındaki sınırların bulanıklaştığını fark etmesine neden olur. Gerçek ile kurgu iç içe geçerken, aşkın, cinselliğin ve kaybın izlerini sürer. Film; erotizmle örülü dramatik yapısı, parçalı anlatımı ve şiirsel görselliğiyle, hem duyuları hem zihni harekete geçiren bir deneyim sunar.